yasin pekeroğlu

Yasin PEKEROĞLU | Danışman & Eğitmen & Yazar

 

İŞ SAĞLIĞI VE GÜVENLİĞİ ÇALIŞMALARINDA EĞİTİMİN ÖNEMİ

İş sağlığı ve güvenliği (İSG) her geçen gün önem kazanan ve her çalışma ortamı için bir gereklilik haline gelmektedir. Teknolojik gelişmelere ve yasal düzenlemelere rağmen iş kazaları ve meslek hastalıkları sayısındaki artış oldukça düşündürücüdür. Ülkemizde iş kazalarının %98’inin çalışanlara bağlı sebeplerden kaynaklandığı araştırmalarla sabittir. Sosyal Güvenlik Kurumunun 2011 yılı istatistiki verilerine göre ülkemizde toplam 69.227 iş kazasında 1.700 çalışan hayatını kaybetmiştir. Ayrıca 2.216 çalışan ise işgöremez olarak kayıt altına alınmıştır. Rakamlar değerlendirildiğinde, iş kazaları ve meslek hastalıklarının azaltılması konusunda proaktif tedbirlerden sonra öncelikli olarak eğitsel faaliyetler akla gelmektedir.

İş kazalarının temel sebepleri iki gruba ayrılır. Bunlar emniyetsiz davranış ve emniyetsiz ortamlardır. Emniyetsiz ortamlar; güvenlik tedbirleri sağlanmamış/alınmamış her türlü çalışma koşullarıdır. Emniyetsiz davranış ise çalışanların işin yürütümünce uygulamakla zorunlu olduğu kural ve talimatlara aykırı davranması, güvenlik tedbirlerini önemsememesi, koruyucu donanım kullanmaması, bakım ve kontrolü yetersiz veya iptal edilmiş olan ekipman kullanması vb. sayılabilir. Kazaların azaltılması çalışmalarında önem arzeden grup emniyetsiz davranışların en aza indirilmesidir.

Uluslararası Çalışma Örgütünün tariflendirdiği, kaza sıklık ve ağırlık oranlarının işyerlerinde azaltılmasında yasal olarak işverenlerce bir dizi tedbir alınmaktadır. Buna rağmen çalışanların işe olan dikkat ve özeni göstermemeleri sebebiyle kaynaklanan iş kazası sayısı yadsınamayacak orandadır. Önemli etken ise iş sağlığı ve güvenliği kültürünün oluşturulamamasıdır. Oysa çalışanların sahiplendiği ve eğitim faaliyetleri ile genel uzmanlık ve yetenekleri dışında İSG farkındalığının yaratılması işveren ve işgören açısından başarı sayılmaktadır. Nitekim eğitim faaliyetleri ile asıl beklenen çalışanlarda olumlu yönde davranış değişikliği yaratması ve özendiriciliği sağlamasıdır.

Güvenlik kültürü oluşturmak için insan odaklı-insan davranışları esas alınmalıdır. Güvenlik algısı yaratıldıktan sonra işyeri koşullarına uygun çalışma ortamı ve çalışma şekilleri geliştirilebilir. Aksi halde konuyu işverenin yasal yükümlülükleri nedeniyle değerlendirmek eksik ve yetersiz olur. Dolayısıyla işyerlerinde örgütsel iletişim ve eğitimin önemi ortaya çıkmaktadır. İşyerlerinin her bir kademesinde yönetimin desteği ile yaygınlaştırılamayan güvenlik kültürü, başarısızlığın ilk basamağını oluşturmaktadır.

Çalışanlara verilecek iş sağlığı ve güvenliği eğitimlerinin usul ve esaslarını düzenlemek amacıyla 15 Mayıs 2013 tarihli Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren “Çalışanların İş Sağlığı Ve Güvenliği Eğitimlerinin Usul ve Esasları Hakkında Yönetmelik” te işverene çalışanlara eğitim verilmesi görevini vermiştir. İşverenin yükümlülükleri olarak;


1. Çalışan fiilen çalışmaya başlamadan önce, çalışanın yapacağı iş ve işyerine özgü riskler ile korunma tedbirlerini içeren konularda öncelikli olarak eğitilmesini sağlar.
2. Çalışma yeri veya iş değişikliği, iş ekipmanının değişmesi, yeni teknoloji uygulanması gibi durumlar nedeniyle ortaya çıkacak risklerle ilgili eğitimler ayrıca verilir.
3. Değişen ve ortaya çıkan yeni riskler de dikkate alınarak aşağıda belirtilen düzenli aralıklarla tekrarlanır:
a) Çok tehlikeli sınıfta yer alan işyerlerinde yılda en az bir defa. (periyotlarla en az sekiz saat)
b) Tehlikeli sınıfta yer alan işyerlerinde iki yılda en az bir defa. (periyotlarla en az on iki saat)
c) Az tehlikeli sınıfta yer alan işyerlerinde üç yılda en az bir defa. (periyotlarla en az on altı saat)
4. İş kazası geçiren veya meslek hastalığına yakalanan çalışana işe dönüşünde çalışmaya başlamadan önce, kazanın veya meslek hastalığının sebepleri, korunma yolları ve güvenli çalışma yöntemleri ile ilgili ilave eğitim verilir.
5. Herhangi bir sebeple altı aydan fazla süreyle işten uzak kalanlara, tekrar işe başlatılmadan önce bilgi yenileme eğitimi verilir.

Anılan yönetmeliğe göre eğitimin temel prensipleri olarak;
1. Eğitimin verimli olması için, eğitime katılacakların ihtiyacı olan konuların seçilmesine özen gösterilir. Eğitim, çalışanların kolayca anlayabileceği şekilde teorik ve uygulamalı olarak düzenlenir.
2. Eğitimler çalışanlara bireysel ya da gruplar halinde uygulanabilir.
3. Çalışanların, iş sağlığı ve güvenliği konusunda sahip olması gereken bilgi, beceri, davranış ve tutumlarının ayrı ayrı ve ölçülebilir bir biçimde ortaya konması esastır.
4. İşverenin kendi belirleyeceği bir yöntem ile bireysel seviye tespiti yapılarak çalışanların eğitim öncesi seviyesi ve almaları gereken eğitimler belirlenir.
5. İş sağlığı ve güvenliği eğitimleri; çalışanlarda iş sağlığı ve güvenliğine yönelik davranış değişikliği sağlamayı ve eğitimlerde aktarılan bilgilerin öneminin çalışanlarca kavranmasını amaçlar.
6. Verilen eğitimin sonunda ölçme ve değerlendirme yapılır. Değerlendirme sonuçlarına göre eğitimin etkin olup olmadığı belirlenerek ihtiyaç duyulması halinde, eğitim programında veya eğiticilerde değişiklik yapılır veya eğitim tekrarlanır.
7. Çalışanlara işe başlamadan önce verilecek iş sağlığı ve güvenliği eğitimleri hariç olmak üzere, işverence gerekli ve yeterli sistemin kurulması halinde uzaktan eğitim şeklinde verilebilir.

İşverenin bahsi geçen yönetmeliğin 17 nci maddesinde belirtilen konularda çalışanlara iş sağlığı ve güvenliği eğitimi verme yükümlülüğünü yerine getirmemesinin tespiti halinde her bir çalışan için (1.078,00 TL) idari para cezası öngörülmüştür. Ayrıca İş kazası/meslek hastalıkları soruşturmalarında, hukuki davalarda eğitim belgeleri delil teşkil ettiği gibi kusur oranlarını da etkilemektedir.

İş mahkemeleri sonucunda temyiz makamı olan Yargıtayın kararına göre; “İşverenler, işyerinde işçilerin sağlığını ve güvenliğini sağlamak içine gerekli olanı yapmak ve bu husustaki şartları sağlamak ve araçları noksansız bulundurmakla yükümlüdür. Bu yükümlülüğün sadece önlem almakla yetinilebileceği anlamı taşımadığı, alınan önlemlere uyulup uyulmadığının kontrol, denetleme ve giderek önlemlere uyulmasını temin anlamında bulunduğu da kuşkusuzdur. Başka bir deyişle, işveren geniş anlamda doğmuş ve doğabilecek tüm tehlikeleri önlemek zorundadır. Bu nedenle, işveren, işçilere yapmakta oldukları işlerde uymaları gerekli sağlık ve güvenlik tedbirlerini öğreterek çalışanlarda iş sağlığı ve güvenliği bilinci oluşturmak ve uygun davranış kazandırmak üzere, çalışmakta oldukları işlerde doğabilecek riskler ve tehlikeler ile bunlardan korunma usulleri hakkında çalışanları bilgilendirmek ve bu konuda onları eğitmek, denetlemek, işçilerin karşı karşıya bulundukları mesleki riskler, alınması gerekli tedbirler, yasal hak ve sorumluluklar konusunda bilgilendirmek ve doğabilecek tüm tehlikelerden işçileri uygun bir şekilde haberdar etmek zorundadır.” (İK m.77-Yargıtay 10. H.D. E.1978/2077, K.1978/7689)

İşyerlerinde verilen İSG eğitimleri sayesinde, iş motivasyonunun gelişebileceği, her işletmeye özgü güvenlik kültürü oluşturulabileceği yanı sıra başta farkındalık olmak üzere iş kazası ve meslek hastalıklarının azaltılması konusunda fark edilebilir sonuçlar elde edilebilir. Çalışanların her anlamda katılımını sağlayan ve sürekli denetim mekanizmaları ile davranışsal güvenlik algısının artırılması ülkemiz ve çalışma hayatı için fayda sağlayacaktır. Sonuç olarak işyerlerinde güvenlik kültürünün oluşturulmasında, iş güvenliği uzmanları ile işyeri hekimlerinin birer eğitmen olarak katkıları iş sağlığı ve güvenliği eğitim faaliyetleri açısından oldukça önemlidir.

Bu Bu makale, Kocaeli Panorama Dergisinin Eylül 2013 sayısında yayınlanmıştır.

Kaynak gösterilerek alıntı yapılabilir.